Basic HTML Version
12
/ BezmiâlemAktüel 2014
En son darbe ise 1954 senesinde tüm Osmanlı para
vakıflarının varlıklarına el konulması ve bu parayla
Vakıflar Bankası’nın kurulması olmuştur. Artık vakıf-
ların gördüğü hizmetleri merkezi devlet yerine geti-
recektir.
Bugün ülkemizde “vakıf” diye adlandırılan kuruluş-
ların büyük çoğunluğu basit “yardım” kuruluşlarıdır.
Gerçek vakıf tanımı ve yapısıyla benzerlikleri bile
yoktur. Bezmiâlem Vakfı gibi sadece birkaç köklü
vakıf buna istisna sayılabilir veya en azından yeni-
den gerçek vakıf olma yönünde çaba sarf etmekte-
dirler. Son yıllarda, devletimizin verdiği bazı ipuçları
ve devlet adamlarımızın sözleri bu çabaların boşa
gitmeyeceğini işaret etmektedir. Bu güzel bir geliş-
medir. Zira son 20 - 30 senedir yaşadığımız hızlı tek-
nolojik gelişme ve küreselleşme artık merkeziyetçi
modelin geçerliliğini yitirmekte olduğuna dair işaret-
ler taşımaktadır. Doğru ve etkin adem-i merkeziyetçi
(“decentralized”) modeli geliştirmek ve bu nedenle
vakıf müessesini ve kavramını yeniden öğrenmek ve
iyi anlamak zorundayız.
Serbest piyasa anlayışının ve beraberinde gelen
yüksek rekabet ortamının her alanda hızla ön
plana çıktığı günümüzde, özünde “karşılıksız
vermek” anlayışı olan Vakıf müessesesinin
toplumun iktisadi düzeni açısından alternatif bir
sistem oluşturduğu söylenebilir mi?
Bildiğiniz gibi Fransız iktisatçı Thomas Piketty’nin
“Capital in the Twenty-First Century” adlı kitabı dün-
yada büyük yankı uyandırdı. Yazar, geçen haftalar-
da ülkemizi de ziyaret etti ve çok ilgi çeken bir kon-
ferans verdi. Kitap, son iki asırdır gittikçe daha yıkıcı
bir hale gelen servet ve gelir dağılımındaki dengesiz-
liği gösteriyor ve bu durumun gelecekte büyük tah-
Bugünün dünyasında zenginden fakire
servet transferini sağlamanın tek yolu
gönüllü olmasıdır ki bu da tam anlamıyla
“vakıf” müssesesini işaret eder.