Page 26 - aktuel-6

Basic HTML Version

26
/ BezmiâlemAktüel 2014
Bezmiâlem Valide Sultan’ın Vakıf Gureba
Hastanesi ve Vakfiyesine Sahip Çıkar
Asaf Ataseven Hoca, Bezmiâlem’in vakıf eserlerinin
devamlılığını sağlamak, eserleri onun adıyla yaşatabil-
mek ve vakfedilenlerin tamamının vakfiyesine uygun
hizmetlerde kullanılabilmesi uğruna kendi hayatını
vakfetmiştir.
Bezmiâlem Valide Sultan’ın vakfiyesini Prof. Dr. Ah-
met Suphi Furat’a tercüme ettirerek, dikkatli bir şe-
kilde inceleyen Asaf Hoca Vakfiye’nin şartlarını yerine
getirmeyi en Temel hedeflerden biri olarak kabul eder.
Adeta Kendisinin görevlendirildiğini düşünür. “Ga-
riplerin ve fakirlerin hizmetinde olmayı” önemseyen
Asaf Ataseven Hoca, Bezmiâlem Valide Sultan Vakıf
Gureba Hastanesi’ne bağlılığının temelinde ikinci bir
konuyu şöyle dile getirir: “Gençliğimde bir idealim var-
dı. Doğduğum şehir Antep’e yaz tatili için gittiğimde
Devlet Hastanesi’nde üst üste yatan hastaların peri-
şanlığını, doktorların ilgisizliğini gördüm, Tıp Fakültesi-
ni bitirince Antep’e gidip bir hastane kurmak için kendi
kendime söz vermiştim. Bu idealimi “bir hastane kura-
yım; bu hastanede fakir ve zengini yan yana yatırayım;
fakirin para vermediğini kimse görmesin ve bilmesin,
diye düşünürdüm. 1964’te tanıştığım Vakıf Gureba’yı
incelediğimde Bezmiâlem öyle bir tesis kurmuştu ki,
fakir hasta yatıyor, tedavisini oluyor, çıkarken yolluk
veriliyordu. Ancak Gureba’nın çeşitli zamanlarda farklı
kurumlara tahsisi dönemlerinde ne yazık ki, vakıf şartı
dışında uygulamalar da yaşanmıştır. Böyle bir hatanın
tekrarlanmaması için başhekimliğim döneminde, “Gu-
reba Hastanesi dâhili nizamnamesi”ni dikkate alarak,
Bezmiâlem Valide Sultan Gureba Hastanesi hasta ka-
bul ve tedavi yönetmeliği çıkarılmasını sağladım. Bu
yönetmeliğe göre Gureba Hastanesi’nde tedavi olan
fakir ve gariplere ücretsiz sağlık hizmeti, şifa ile tabur-
cu olanlara “yolluk” verilmesi esası getirilmiştir.”
O dönemde de prosedür Fakülte dışındaki doçentlere
profesör olma hakkı tanımamaktadır. Hoca bu duru-
mu bildiği halde Vakıf Gureba Hastanesi’nde hizmet
etmeyi tercih eder, ancak olacakmış gibi ilmi çalışma-
larını azimle yürütür. 1982 tarihinde yeni bir kanun çı-
kar, prosedür değişir, fakülte dışındaki doçentlere de
profesör olma hakkı tanınır. Asaf Hoca başvurusunu
yapar, hiç ihmal etmeden derinlemesine yaptığı ilmi
çalışmaları, azmi sonuç verir ve profesör olur. Ge-
çirdiği çizgiyi yakından bilen arkadaşları, hocaları bu
unvanı çoktan hak ettiğini söylerler. Yıllar önceki bir
sahne hocanın gözünde canlanır, Ord. Prof. Dr. Fahri
Arel’in “sen kariyer yapamazsın, namaz kılıyormuş-
sun” deyişine verdiği cevabı hatırlar: “Eğer alnıma
profesör olma yazıldıysa kimse mani olamayacaktır.”
19 Yıldır Geciken Hizmet
Türkiye’de yeni bir rüzgar eser. Rahmetli Turgut Özal
1983 yılında hükümeti kurar. Asaf Hoca’nın hizmeti ve
gayreti dikkate alınır, 1984 yıllında Hastaneye Başhe-
kim olarak tayin edilir.
Vakıf Gureba Hastanesi’nin vakfiye şartlarından biri de
yoksul hastalara ücretsiz sağlık hizmeti verilmesidir.
Bu nedenle yoğun hasta müracaatı ile karşı karşıya
kalınan tarihi bina yetersiz kalmaktadır. Artan ihtiya-
cı karşılamak için 19 yıl önce temeli atılan ve karkas
halinde bekleyen yeni Vakıf Gureba Hastanesi’nin ta-
mamlanmasını ilk iş olarak görür. Hoca binanın proje-
lerini, devam etmesi için gerekli şartları gözden geçirir,
yapılması gerekenleri listeler. Her aşamasında işin ba-
şındadır. Özellikle kaynak temininde, bütün dostlarını
ziyaret ederek yardım talep eder, destek almak için
azami gayret gösterir, hayırseverler de bu desteği esir-
gemezler, zira ona güvenirler. Hoca bu güvenin huzu-
runu yaşarken diğer yandan sorumluluğunu hisseder
ve gece geç saatlere kadar inşaatın başında durur.
O günleri yaşayanların ifadesiyle, bir ara hoca tahsi-
sat azlığından yeterli sayıda işçi bulamaz, kollarını sı-
vayarak, küreği alır, doktorlardan bazıları da yardıma
koşar. Kısa süreli bu yardım medyaya “hoca doktorları
inşaatta çalıştırıyor” diye yansıtılır. Oysaki hoca kim-
seyi zorlamaz. Tüm gayreti, vakıf malının zarar görme
ihtimalini ortadan kaldırmaktır. İnşaatın devam ettiği
sürece, hizmet ve satın alma ihalelerinde hocayı ya-
kından tanıyanlar, servet denebilecek rakamlarla rüş-
vet teklif ederler ve onun sert tepkisine bir anlam ve-
remez, şaşkınlıklarını “demek böylesi de oluyormuş”
diyerek ifade ederler.
Bezmiâlem Valide Sultan’ın vakfiyesini
Prof. Dr. Ahmet Suphi Furat’a tercüme
ettirerek, dikkatli bir şekilde inceleyen
Asaf Hoca Vakfiye’nin şartlarını yerine
getirmeyi en Temel hedeflerden biri
olarak kabul eder.